“Hayır” diyebilmeyi bilmek veya öğrenmek, iş hayatında ya da bireysel olarak katıldığımız kişisel gelişim kurslarda, başlı başına bir ders niteliğinde anlatılıyor. Zira toplum olarak “hayır” demeyi beceremiyor oluşumuz, kültürümüzün önemli bir özelliği! Bir krediye kefil olmak da “hayır” demekte en çok zorlandığımız konular arasında…Kefilsiz kredi veren bankalar bulunsa da kefalet, tüketici kredilerinde gerektiğinde hala kullanılan bir teminat türü!
Bir arkadaşımız ya da bir akrabamız, bankadan kredi veya kredi kartı alabilmek için bizden kendisine kefil olmamızı rica ettiğinde, aklımızdan “hayır” kelimesini geçirsek de cevabımız çoğu kez “tabii” oluyor. Malum yardım isteyen birini geri çevirmek bize yakışmaz! Oysa kefalet başlı başına bir sorumluluk ve “tabii” demeden önce dikkatlice düşünülmesi gereken bir konu!
Yeni Borçlar Kanunumuzun 583’üncü maddesindebu konuda düzenlemeye giderek eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Hukuken çeşitli kefalet türleri olsa da tüketici kredilerinde kefil olan kişi, en az borçlu kadar kredinin geri ödemesinden sorumlu oluyor. Bir başka deyişle kefil, kredi ödemelerinde aksama olduğunda ya da kredinin kapatılamaması halinde borçlunun yerine krediyi bankaya ödemeyi garanti eden kişi aslında! Herhangi bir sorun anında borçlunun hemen ardından kefil ile irtibata geçiliyor. İlk olarak basit bir telefon görüşmesiyle, ardından gerekirse hukuki yolları kullanarak…
Sorumlulukları nedeniyle kefilin ilk düşünmesi gereken konu, toplam borç tutarını karşılayabilecek maddi imkâna sahip olup olmadığı ya da toplam borç tutarının hayatını ne derecede etkileyeceği olmalı aslında! Zira banka krediyi verebilmek için bir başka kişinin teminatına ihtiyaç duymuş ise geri ödemelerde sorun olabileceği ihtimalini değerlendirmiş olmalı… Kefil olacak kişinin de benzer şekilde bu ihtimali göz önünde bulundurması büyük önem taşıyor.
Bir başka düşünülmesi gereken konu ise; kefilin bundan sonraki süreçte bankalarla olan ilişkilerinin nasıl etkileneceği! Bankalar, kefil olunan kredileri de kişinin sorumlulukları arasında değerlendiriyor. Hemen hemen tüm bankalara açık olan kredi referans sisteminde sadece asıl borçlusu olduğumuz krediler değil, başkalarının kredilerine olan kefil sorumluluklarımız da görünüyor. Banka bu bilgiyle, kefil sorumluluklarını da göz önünde bulundurarak vereceği kredi tutarını azaltma, hatta kredi başvurusunu onaylamama yoluna gidebiliyor. Kefil olunan kredinin sorunlu hale gelmesi halinde de kefilin kredi geçmişi bundan olumsuz etkileniyor!
Son olarak, kefaletin sadece sözleşmeye atılan basit bir imzadan ibaret olmadığını, kefillerin de borçlu gibi kredi sözleşmesinin bir nüshasını edinmesi gerektiğini hatırlatalım. Zira ileride oluşabilecek herhangi bir sorunda kredi sözleşmesi kefil için de çok önemli hale gelebiliyor.